2 Temmuz 2008 Çarşamba

Mutluluk, ona inanmaktır.

İnternetim yok ve inanılmaz yoğun günler yaşıyorum, bu sayfadan uzak kalmaktan hiç hoşlanmıyorum, ne güzel şeysin sen, en benden olan, en bana yakın.

Uzak bir memlekette sayılmam. Ama uçakla 3 saatlik bir yol olsa da kendimi dünyanın öbür ucunda hissettirebiliyor. Vildan olmasaydı yanımda başka bir gezegende olduğumu da sanabilirdim. En klişe şeylerin insanların ortak hislerinden süzülen tortular olduğunu anladım. Yani klişelerin ne kadar yalın ve doğru bir anlatımı olduğunu. "Bülbülü altın kafese koymuşlar.." mevzusu. İçime doğru bir yolculuk olsun istemiştim ama herşeyin dışında hissediyorum kendimi. Ne kadar yaklaşmak istesem o kadar uzağıma düşüyorum...

Elime geçseydi yazmak fırsatı daha neler vardı neler ama duygu ve düşünceler o kadar hızlı değişebiliyor ve ne kadar yoğun yaşanırsa yaşansın geçip gittiğinde hiçbir yoğunluk bırakmıyor ya toplayıp yazabilecek. Ya da öylesine karmaşık öylesine tanımlanamayan hislerle doldum ki anlatmaya kalemim yetmiyordur kimbilir.

Hiç yorum yok:

2022'ye not

 2022'de aldığım en güzel karar "hayatıma giren herkese kapıyı çıplak açmamak" oldu.