30 Eylül 2007 Pazar

Nasıl oldu da büyüdüm, ne ara, kim gördü...Ben görmedim, o kesin. Kim gördü benim çocukluğumu, gördü de hiç demedimi, bak geçiyor, gidiyor, aldırmıyorsun, koşma, nereye koşuyorsun, bekle..Geri dönüş yok, geçtiğin bu yerleri bu kadar yeşil, bu kadar mavi göremezsin birdaha demedi kimse bana. Ben diyeceğim çocuğuma ama, biliyorum bana benzeyecek, aldırmayacak....

25 Eylül 2007 Salı

Hoş bi şiir

Bir fincanın dibinde, yarım kalmış aşkımsın
Acı bir kahve gibi, uykumu kaçırmışsın
Gündüzüm gece oldu tüm düşlerim seninle
Sensizlikle son bulur her bir kabusum yine
Oysa kabus yalan, düş kısa ve hayat uzun sevgilim
Sende beni seversen yarım kalmaz hiç bi film
yiğit güralp
Karnım ağrıyor, basitlik bozuldu, karmakarışığım yine...Bu yavaşçekim filmde yaşamak istemiyorum. Herşey için ya geç ya erken. Herşey için ya genç ya yaşlıyım. Küçükken öyle bir dönem olur ki çocuk kıyafetleri dar, büyük kıyafetleri bol gelir. İşte öyle birşey...

24 Eylül 2007 Pazartesi

Ayrılık "ölüm" diyor tüm şarkılar
Nasıl da yalan, ayrılıktan ölen mi var?

21 Eylül 2007 Cuma

ekmeğim bayat diye üzülme, batır yumurtaya, çevir tereyağında, al işte sana gerçek mutluluk...

Herşey o kadar basit ki. Bu basitliği bulmak için o kadar karmaşıklığı yaşamak. İsmin en sevdiğim halidir yalın hali.

19 Eylül 2007 Çarşamba


=19 eylül Çarşamaba 2007= Seneye bugün bu bloga ne yazmak isteyeceğim acaba..Beklentimi bugünden yazayım ozaman. Şimdiiiiii olay şu: bu önümüzdeki 2 yılın beni hayatımın önemli kavşaklarına taşıyacağını düşünüyorum. Umarım da taşır. Dillere sakız o salak söz varya işte "hayat siz plan yaparken başınıza gelenlerdir" diye. Planımı yazsam. Seneye okur üzülürüm diye korkarım. Yada işin büyüsü kaçar diye, ama herşeye rağmen yazacağım: Ana plan: Tek kişilik ailemde popülasyon patalaması yaparak nüfusu 3'e katlamak. Yan planlara gerek yok. Onlar akış icabı nereye dolarsa derelerim o denize dökülsün artık...

18 Eylül 2007 Salı

Karar

Hep yeni kararlar alırım, uygulamayacağımı bildiğim yığınla yeni kararlar. Geçen pazar yine bu kararlarla doldurdum çantayı. Tabiki pazartesi herşey eskiye döndü. Bu kararlar fiziksel şeylerle ilgili değil, daha çok düşünce sistemimde yaratmak istediğim köklü değişikliklerle ilgilidir, ama nafile....Öğrenilmiş arabesk bakış açısının kurbanıyım her türk kızı gibi biraz. Hayat herkese bana olduğu kadar belkide en az bana davrandığı kadar zalim. Ama yoooook, en çok acı çeken benim, en çok dert sahibi benim. Neyim ben? BENCİL---başka bişey değil---BENCİL
Sadece kendime değil benim gibi yada benden daha kuvvetli biçimde iyi şeyleri kendine hak görenlere soruyorum bizi, kışın ayakkabısız, paltosuz gezen insandan daha değerli kılan şey ne??

14 Eylül 2007 Cuma

Yeni dönem

Okulda yeni dönem hazırlıkları tüm hızıyla..en azından benim için asistanlığını yaptığım ders, tez konum, extradan üzerinde çalıştığım makale vs. Bu yazıyı yazarken düşündüğüm tek şey "aaaaa teze yeni başlarken hiç bitmeyecek sanıyordum, ne zamanlardı yaaaa" filan gibi cümleler kullanarak bu günlere bir anı olarak bakmak isteğim. Aslında dünkü bugünkü ve yarınki herşey bir gün zaten anı olacakken, tüm yaşamı sürekli olarak anıya çevirmek için çabuk çabuk yaşama telaşı çok anlamsız. Her gelen güne offf bugün bi bitsin demeyeceğim bir yaşam dönemine geçmeyi, geçebilmeyi sonsuz bir istele beklemekteyim.....

11 Eylül 2007 Salı

Ne istediğini bilmek??

Hep istediğin, olsun olsun diye yanıp tutuştuğun şeyin kapıya dayanması esnasında "bu muydu ki deli gibi istediğim şey" diyerek yaşanan çöküntü. E peki öyleyse içimi kanırtan "yaaa bişeyler eksik gibi, bişeyler acı gibi, ekşi gibi" duygusu nerden çıktı? Gerçekleşince sevinme, zafer naraları atma gibi aktivitelerin içine eden tam da bu duygu. Acaba suçlu beyin kimyasalları mı?
4. Murat'ın bir sözünü hatırlatmak isterim- belki sır burda gizlidir-
(Dönemin en güzel ve herkesin sahip olmak istediği şehirlerinden Bağdat'ı işgalinden sonra ilk gezintisi sırasında söylenen bir sözdür)
"Anladım ki Bağdat'ı almak Bağdat'ın kendinden güzelmiş"

10 Eylül 2007 Pazartesi

Sevgili dostum Naimecik;
Malezyayı niye anlatmıyorum diye sitem etmişsin, kısa bir cevap vereceğim: anlatılmaz yaşanır :)

İşiz özü şu: Malezyaya gideceğimi gevşek ağızımla herkese yaydığım için geri döndüğümde hesap vermem gereken çok kimse vardı. Hasılı kelam bloga bu konuda yazarak yapacağım tekrar sayısından haz etmedim :) Saygı ve anlayışlarınızı bekliyorum. Zira bu konu hakkında orası gerçekten de çok çok uzaaaaak, upuzaaak bir doğuymuş diyerek son noktayı koyuyorum. Kaldığım otelden ve ünlü Petronas kulelerinden bir görüntüyle başbaşa bırakıyorum.



6 Eylül 2007 Perşembe

yıllardır çalışıyorum ama saat hala 9:45 :))
Bu ne biçim mesaiiiiiiiiiii, bu ne yaman çelişkiiiiiiiii
Çöpe götürme zahmetine katlanmamak için elmayı kütüğüyle, muzu kabuğuyla yemek :))
SSCI(Social science citiation index)'te yayınladığım son makalem...

5 Eylül 2007 Çarşamba

Malezya derdi

Bir süredir enerjimi, gerek hazırladığım çalışma gerek gidiş geliş işlemleri ile yiyip bitiren Malezya seyehati bitti. Hiç mi hiç anlatmak gelmiyor içimden. Kötü de geçmedi aslında, beklentimin biraz altında da olsa iyi anılar olarak sayabileceğim bisürü foto and video ya sahibim. Oturupda zevzek zevzek yemekler böyleydi, insanlar şöyleydi falan demeye gerek yok....

3 Eylül 2007 Pazartesi

Yin ve Yang daha güzel anlatılamaz

Dedin ki aydınlığı ver, karanlığı verme
Aydınlığı sana fark ettiren karanlığı yok mu saydın olandan ?
Haydi sevgili anla artık ikideki birliği
Olan sadece olandır, sadece olan

Dedin ki hep iyi hep iyi, iyilikler olsun, kötüyü verme
İyiyi sana farkettiren kötüyü yok mu saydın olandan ?
Haydi sevgili anla artık ikideki birliği
Olan sadece olandır, sadece olan

2022'ye not

 2022'de aldığım en güzel karar "hayatıma giren herkese kapıyı çıplak açmamak" oldu.