25 Nisan 2008 Cuma

Bir adam

bir adam
korku dağlarının yürekçisi,
ölüm denizlerinin kürekçisi;
öyle suskun oturuyor şişesinin başında,
içtiğinin hem hırsızı, hem bekçisi,

onu kırmış olmalı yaşamında birisi.
dinledikce susması, düşündükçe susması..
tek başına iki kişi olmuş kendisiyle gölgesi,
heykelini yontuyor yalnızlığın ustası.

Özdemir Asaf

24 Nisan 2008 Perşembe

Kendimi tedavi etmeyi beceriyor gibi miyim ne?

Sanırım biraz daha kasarsam olacak, 30 yıldır yapamadığımı yapacağım sanırım. İnce bir çizgide yürürken denge kaybını hep karanlık taraf lehine kullanırdım. Ama bugün kendime ulaşmayı başardım, oradaki zavallı olarak tanımladığım küçük, zayıf ve çaresiz kızla konuştum. Ona en tatlı dilimi, en kibar yanımı kullanarak anlattım: bugüne kadar yapamadıklarını değil bugünden sonra yapmak istediklerini düşünmelisin dedim. Anlar gibi oldu, ikna olur gibi yaptı. Umarım haksız çıkmam, umarım vazgeçip ben karanlığa gömülmek istiyorum, beni rahat bırak demez, umarım yorganı sıkıca kafasının üzerine örtmüş ve en bilinçli haliyle kaybetmeyi seçmiş bu kız bu kez ışığın girmesine izin verir......umarım

23 Nisan 2008 Çarşamba


İnsanları sınıflamaya çalışmak çok kötü bişey fakat daha da kötüsü yeni tanıdığın herkesi mevcut bir sınıfa koyabilecek kadar insanları iyi tanımış olmak.

18 Nisan 2008 Cuma

Yanlızlık

İnsanların arasına karışmak iç yanlızlığıma sırt çevirmek istiyorum…. Dünü sevmekten vazgeçip bugüne sarılmak istiyorum

10 Nisan 2008 Perşembe

Ünlem!

Ünlem işaretinin dilimizde bir çeşit efekt görevi vardır. Şaşırma, kızgınlık, dikkat çekme, küçümseme, hitap etme gibi...Ancak bu ünlem her seferinde "suçlama" ifade ediyorsa... işte o ünlem... etmesin artık ya :(

9 Nisan 2008 Çarşamba

Yapamıyorum

Yapamıyorum...........................Her söz boş, her kelime yalan. Ne ben suçluyum ne o. Kabul edemediğimiz tek şey uygun olmadığımız. Kimsenin hatası yok, sadece ben değil biz yapamıyoruz....................................................................Beni en çok acıtan da yine ben tabiiki, bu geliş gidişlerim, bu baştan başlayıp başlayıp duvara vuruşlarım. Bu kez hepsinden farklı larak içimdeki bir ölüm acısı, bitişler de bir çeşit ölümdür, ölen de toprağa kavuşmalıdır.

2022'ye not

 2022'de aldığım en güzel karar "hayatıma giren herkese kapıyı çıplak açmamak" oldu.