29 Temmuz 2009 Çarşamba

Soru: Yüksek Lisans tezi neden yazılır?
Cevap: Doktora tezi yazarken şablon çıkarmaya yardımcı olsun diye.

28 Temmuz 2009 Salı

Yaz geldi gidiyor resmen. Bu kadar hızlı geçmek zorunda mı bu ömür. Biri şu zamanı durdursun. Ne yapacağımı şaşırmış durumdayım. Diyelim ki yazılması gereken tezi Eylül başına bitirdim ama asıl soru şu: Ankara'dan ayrılmaya hazır mıyım? Kollarım ve bacaklarım bu kadar kök salmışken bu bozkıra yeni topraklara ekilmeye hazır mıyım? Ya mevsimi değilse goncagül dikiminin, ya tutmazsa...

12 Temmuz 2009 Pazar

Judy ve uzunbacak


Kendimi postacıdan bir paket beklerken yakalıyorum bazen. İçimdeki bu paket (karton bir kutuya sarılı içinden saman kağıtlarla kaplı hediyelerin ve mektupların çıktığı) beklentisinin nedenini araştırmaya koyuldum hemen(çok fazla düşünecek zamanım ve yapacak hiç bir işim olmadığından olsa gerek!). Ve hiç de uzak olmayan hangi taşı kaldırsam altından onun çıkacağını çok iyi bildiğim birşeyin altında buldum, tabiki çocukluğumun. Yanılmıyorsam 1990 yılında yani ben 12 yaşındayken Trt'de bir çizgi dizi yayınlanırdı. Judy ve Uzunbacak adındaki bu dizi de yetim kalmış bir kızı himayesine alan esrarengiz bir adam ve bu kızın yatılı kolejdeki günleri anlatılırdı. Dizide Judy'ye bu adamdan küçük paketler ve mektuplar gelirdi. Bu dizi içime resmen işlemişti, öyle ki sonraki yıllarda gelişen arkası yarın, pembe dizi vs. gibi alışkanlıklarımın bundan kaynaklandığına adım gibi eminim. O kadar acıklı bir durumu vardı ki Judy'nin, yetim olduğunu herkesten saklardı ama en zor zamanında uzunbacak (esrarengiz adam) yardıma yetişir ve ona paketler içinde ihtiyaçlarını karşılayacak hediyeler gönderirdi. Ben posta kutusuna ya da ansızın gelecek kargo görevlisinin yoluna nafile bakıyordum ve Allah allah diyordum "bana neden hiç esrarengiz bir paket gelmiyor". Şimdi cevap veriyorum: "Kızım sen hala 12 yaşında kalmışsın da ondan"
Edip Cansever'den bir not: Gökyüzü gibi birşey çocukluk, hiçbir yere gitmiyor.

6 Temmuz 2009 Pazartesi


Aşkın hallerine baktım

Şaşırdım

İsmin hallerine hiç benzemiyorlar




5 Temmuz 2009 Pazar

Kafiye kasıntısı

Bir yaşamak istiyorum bir ölmek
Bir çok sevmek bir nefret etmek
Bir bir vazgeçmek gerek
Arada duran herşeyden
Böylesi
Hem yaşayıp hem ölmek demek
Ya şiir olmalı ya nesir
Yoksa ne özgür olunur ne esir

2022'ye not

 2022'de aldığım en güzel karar "hayatıma giren herkese kapıyı çıplak açmamak" oldu.