28 Mart 2008 Cuma

Müdür ve ben

Bu sabah uygulama okuluna gittim. Bi iş için. müdürün yanında bi 5-10 dakika kaldım, sohbet ettik haliyle. O kadar zor sorular sorduki, karşısında ezildim büzüldüm, sabah sabah hiç hazırlıklı değildim. Konuşmanın bi bölümü aşağıda:
**********************************************************
Müdür: Sen şimdi hacettepede ne yapıyorsun?
Ben: Doktora
Müdür: Sonra ne yapacaksın?
Ben: Bilmem, heralde doçentlik için falan çalışıcam??
Müdür: Sonra?
Ben: Sonra profesör oluyosun.
Müdür: Sonra?
Ben: Bilmemmm, ölüyosun heralde
Müdür: Peki şimdiye kadar kendin için ne yaptın?
Ben: Doktora yapıyorum işte.
Müdür: Hayır kendin için?
Ben: Bunlar kendim için işte, daha aydınlık, daha iyi yaşamak için.
Müdür (İkna olmamışçasına ve hafif bir alayla sırıtarak): Sen kendini kandır
(SEN KENDİNİ KANDIR...Yeter mi? Bence bana yetti....)
Ben: Saolun müdürüm, iyi çalışmalar...
********************************************************

20 Mart 2008 Perşembe

Evi bok götürüyor, uzuuuun zamandır temizlik yapmıyorum, böyle daha ne kadar gider bilmem, hiç de içimden gelmiyor, üfffffffffffff.

16 Mart 2008 Pazar

:(

Aşağıdaki haber başlığını gülerim diye tıkladım ama açıp okuyunca ağladım :(( Herşeyi hayatla ilişkilendirmek istemiyorum ama maalesef öyle umduğunu bulamıyorsun, gülmek isterken ağlatıyor hain.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/8471697.asp?gid=229&sz=56120

15 Mart 2008 Cumartesi

Breh breh breh

Sana mı yenilicem, sana mı pabuç bırakıcam sana mı yaaaa, yuh olsun bana eğer beni üzebilirsen, hoooop daha ölmedik. Pehlivan edalı bodur, hadi ordan, kasıla kasıla gezme buralarda, keser döner sap döner gün gelir hesap döner.

kötü komşu ev sahibi edermiş ya,
bu ezme, zavallı görme, itme kakma çabaları da kariyer sahibi edecek beni anlaşıldı...

9 Mart 2008 Pazar

Kari-yerim, açım daha da yerim

Okuldayım, tez bitene kadar da burda olucam, haftasonu, gecesi gündüzü, her haline alışmalıyım odamın. 5 saat burdaysam 1 saat çalışmışım demektir. Verim %20.Olsun..Evde %0, buda bişiy, buda bir başlangıç. Biter mi bu tez acaba, yada bitince nolur, bitse mi ki acaba, ah! ya biterse, biterse naapcam. Bidaa hayata gelirsem kariyer yapmıycam, kariyerin insan hayatına tek katkısı daha büyük bir popo, oda zaten bende doğuştan vardı..

7 Mart 2008 Cuma

Aşıkla Maşuk

Hiç heveslenmesin maşuk
Bilsin ki aşktır ferhata dağları deldiren
ozana gazeller yazdıran

Sevildiğine kibirlenmesin kimse
sevenin marifetidir sevgilinin güzelliği

6 Mart 2008 Perşembe

Burası da kara kutu

Moralim bozuksa eğer bloga yazı yazmak geliyor aklıma ama eğer neşeliysem buna gerek görmüyorum, doğrusu aklıma bile gelmiyor. İşte bu yüzden blogum iç karartıcı yazılarla doldu taştı, okudukça içim kuruyor. 2008'de hem kariyer hem özel hayatınız mükemmel olacak, herşey yoluna giriyor, zor yılları geride bıraktınız diyordu astrologlar...amma yalancı çıktılar.

2 Mart 2008 Pazar

Niyeti bozdum

Gidesim var, uzaklara hem de çok uzaklara, hem de temelli, ben ayrılmam memleketimden, gitsem de en fazla 3-5 ay diyordum ama niyeti bozdum hemde çok fena bozdum, şuan hadi gel deseler 1 saniye düşünmeden, dönüp arkama bakmadan giderim. Ben bu topluma uygun bir insan değilim, olmuyor olamıyor, beyaz gelinlik hayalleri kuramıyorum, ne kadar herkesten biri olmaya çalışsam da, buna kendimi inandırmış görünsem de uyuyan dev uyanıverip mutlu mesut, sessiz sedasız diğer insanlar gibi kurduğum hayalleri, "gelecek" diyerek yaşama amacı koyduğum planları yıkıveriyor. Üstüne üstlük bu çok mantıklı, akıllı dev o kadar zeki ki ona karşı koymam imkansız, sen bi bekle hele kendimi kandırmaya devam etmek bu yalanın içinde yaşamak istiyorum, beni artık rahatsız etme diyemiyorum. Çünkü söyledikleri çok doğru. Bir çılgınlığın içindeyim. Normal olmak için, sıradan yaşayabilmek için alışveriş yapmak ve alışveriş yapmak için para kazanmak ve para kazanmak için çalışmak istemiyorum. Cumartesi günü bütün gün koca bir gün mağaza gezdim ve anladım ki ben alışverişten nefret ediyorum, yeni kıyafetler değil derdim, yeni eşyalar almak ne kadar kısır bir tatmin, tatmin bile değil, hiçbir şeye sahip olmak istemiyorum, sadece üşümemek için giyinmek ve aç kalmamak için yemek yemek istiyorum. Hayatın anlamını başka şeylerde bulmak istiyorum. Bütün dayatmalara canın cehenneme demek istiyorum ama insan kendini içinde yaşadığı toplumdan kurtaramıyor. Daha iyi yaşayabilmek adına bütün çalışmalar eğer daha iyi kıyafetler almayı gerektirecek ve bu döngü böyle devam edip gidecekse zaten ben yokum. Bu materyalist dünya bana göre değil, başka bir ülke çare mi? Belki de çare, kim bilir, gitmeden bilemem ya. Bütün bunlar nerden çıktı, bir çanta alayım dedim, bu çantayı 2-3 yıldır kullanıyorum yenilesem dedim, ama gerek yok ki, çanta yırtılmadı neden yeni bir çantaya çalıştığım, emek ettiğim parayı vereyim, daha iyi görünmek için mi? Neden bu yeni şeylere sahip olma sevdasına kapılıyoruz.....

İşte benim şiirim, benim anlamım.

BİR KAPI AÇIP GİTSEM
Ben bu dünyaya yanlış gelmiş olacağım ben
Ben öyle her insandan, o kadar uzağım ben
Yine bu gözlerimdir okşanacak şey arar
Yoksa içimde başka bir dünya hasreti var
Uyanır gibi birden bir korkulu rüyadan
O içimden sevdiğim, benim olan dünyadan
Bir ses bana: 'Gel! ' dese, ben o sesi işitsem
Kimsecikler duymadan bir kapı açıp gitsem .

2022'ye not

 2022'de aldığım en güzel karar "hayatıma giren herkese kapıyı çıplak açmamak" oldu.