28 Aralık 2010 Salı

Düşünüyordum da....
Hani biz daha yumurta ve sperm olarak iki farklı parça halindeydik ya. Hani anacığımızın içinde bütün bir insan olma gayretimiz vardı. İşte tam o sırada bu büyük, mucizevi, olağanüstü işi gerçekleştire dururken, elbetteki bu olayın büyüklüğünden, daha ilk andan itibaren irili ufaklı birsürü rahatsızlık veriyorduk ya annemize. Kısaca kadıncağız seni içinde oldura dururken (aman allahım nasıl birşey bu!) hiçbişeysiz ve karşılıksız, o canının içinden can katarak, biz canının içinden can alarak varolmaya çalışıyorduk. Sonrasını hiç söylemiyorum.
Bunu nerden mi getiriyordum aklıma? Nasıl olmuşsa olmuş olan bencil ve konforlu yaşamımızda ufacık bir acının, sözgelimi parmağınızın kapıya sıkışması, yarattığı sinirli ruh haline karşılık sırf sen olasın diye çektiği sıkıntıdan şikayet etmişmidir acaba annem? Dedim ya sonrasını hiç söylemiyorum bile...koca 33 yıl yarattığım işkenceyi yani.
doğum günüm yaklaştı da.

Hiç yorum yok:

2022'ye not

 2022'de aldığım en güzel karar "hayatıma giren herkese kapıyı çıplak açmamak" oldu.