6 Ekim 2009 Salı

Bu kadar uzun aradan sonra olanları bir bir anlatmam gerekir aslında ya da bu kadar önemli kavşağı atlatmış ve kısa sürede medeni hal ve akademik değişimi yaşamış olmanın hissettirdiklerini paylaşmam gerekir ama geçip gittikten sonra yani o an değilse şu an ne düşündüğünü anlayamıyor insan. Uzun cümle kurma alışkanlığından vazgeçmem gerekiyor. Yine başı sonu belirsiz oldu. Tezle ilgili çoğu düzeltmede bununla ilgili nitekim, bir başlıyorum yazmaya bittiğinde yüklemin özneyle bağı kalmamış, iki yabancı gibi soğuk ve mesafeli sarılamıyorlar bile. Aman her neyse yine başka bişey yazmaya oturdum yine başka bişey geveliyorum. Netice itibari ile evlendim, doktoramıda eleyip duvara astım. Yeni tuttuğumuz evi temizledik, yerleşince ısınır burası eve benzer dedim içimden çektim çelik kapıyı çıktım geldim herdaim bozkır dediğim, itin g.tüne sokmaktan çekinmediğim Ankara'ya hasretle. Utanmadım da değil ettiğim laflara, hatta otobüs Mesa konutlarına yaklaşınca gereksiz bir heyecan hissedip başak sarısı havayı aceleyle soludum. Havasını suyunu, makam arabaları ile kahverengi memur ezikliğini geçtim de ben öyle çarçabuk arkadaş edinemem. Kolaylıkla sevemem diyelim yoksa iletişim sorunum yok diyelim de fazla yermeyelim bünyeyi. Ama ne de güzel arkadaşlarımı bırakacağım burada, ki kalkıp taa İstanbul'a gelmişler mutlu günümdür diye, nasıl gözleri dolmasın şu garibin bırakıp da giderken, değil mi ya? (Cümlelerin yine başı ayrı sonu ayrı oynuyor ya, hoş zaten pek bi devrik bitiresim var hepsini, sonlanamıyor hiç bir düşünce koymak gerektiğinde yüklemi sona. Varsın devrik kalsın bu kez de diyorum, içim burkulurken, sistem çöküp yenisini kurmaya kalkarken bu dilbilgisi merakı da neyin nesi?) Ne düşünüyorsa gönül dile gelsin kelimelerin şahı da derdini döksün varsın. İşte böyle böyle sevgili günlük, bana bu kalbinden temiz sayfayı ayırdığın için..... İlkokulda böyle başlayan yazılar yazdığında arkadaşlarım defalarca okur, gelenektendir diye yazdıklarını bilmeyip ne de çok seviliyorum derdim. Büyüyünce ayırmayı da öğreniyorsun ya lafın sahisini yalanını.

Hiç yorum yok:

2022'ye not

 2022'de aldığım en güzel karar "hayatıma giren herkese kapıyı çıplak açmamak" oldu.