4 Ekim 2007 Perşembe

annelerin doğum günü unutulmamalı

Empatik olmak falan filan gibi başlamayacağım. Herhangi bir olay düşünün (bazı filmlerde bu tekniği sıklıkla kullanırlar), bu olaya dahil olan kişiler açısından ayrı ayıı film çeksek, aynı olay diğeri için çok trajik sahneler yaratırken karşı taraf için çok sıradan gelebilir. Örneğin dün annemin doğum günüydü. 3 Ekim olduğunu farkettiğimde saat 20 sularıydı ve öğrencilerin düzenlediği iftar yemeğindeydim. Eve gidip sessiz sakin ararım diye düşünerek erteledim. Tabiiki unuttum. Eh sabah arar, unttum falan filan derim, annemde ziyanı yok kızım zaten bilmemne falan der. Bu benim gördüğüm film. Annemin gördüğü filmi alatayım: 6 çocuklu bir ailenin kızı olarak kalabalık ortamlarda doğum günlerin hiç unutulmadan, atlanmadan nazlı nazlı kutlanmış. 4 Çocuğun olmuş, güle oynaya boy boy çocuklarla uzun yıllar geçirmişsin. Tüm bunların ardından yıllar yıllar sonra artık çocuklarının herbiri ayrı bir kentte, ülkede ömür tüketmeye başlamış. 2 kişi başladığın evliliğe tekrar 2 kişiyle devam etmektesin. Televizyondaki kadın programlarını arkadaş yapmışsın. Veee doğum gününde bir kızından ve iki oğlundan hiç telefon gelmemiş. Diğer kızının açtığı telefonu büyük bir mutlulukla karşılamaya hazırlanırken, arama sebebinin yeni doğan torununun ne kadar huysuzluk yaptığını, diş çıkarıp çıkarmadığını nasıl anlayacağını öğrenmek olduğunu anladığında, gerekli bilgiyi veip boğazında kocaman bir düğümle telefonu kapatmışsın. Onun filmi de böyle.....

Hiç yorum yok:

2022'ye not

 2022'de aldığım en güzel karar "hayatıma giren herkese kapıyı çıplak açmamak" oldu.