21 Nisan 2009 Salı

Eski defterleri karıştırdım yine, okulun çakıl taşlı bahçesinde yüzükoyun düşmüş gibiyim.

14 Nisan 2009 Salı

Yazacak binlerce şey olunca darmadağınık zihni toparlamak, nereden nasıl başlayacağını bilememek en az 10 dakika alıyor. Aşırı derecede planlı bir şahıs olduğum için yazacakları da sıraya koyacağım, başlıyorum:
1) İşler güçler yolunda sayılır, bi sıkıntı yok yani.
2) Aşklar meşkler yolunda sayılır coğrafi ayrılık hariç (dağı taşı, tepeyi bucağı, yolu yokuşu saymazsak yani)
3) Geriye bir ben kaldım-ana sorun da bu zaten.

3. madde yoruyor işte beni, hayat beni yormuyor da beni benden başka yoran yok. Ah bi barışsam kendimle ahhhhh. Benim bütün derdim kendimle. En çok kendimden sıkılıyorum. Hele bugün daha çok sinir oluyorum bana. Yaptığım hataları kabullenene kadar da bu böyle gidecek. Kör gözüme parmak hesabı her saçmalığı yap et sonra da kendini affet. Affedemiyorum işte, herkesi affediyorum, ilan ediyorum işte burdan beni üzen, kıran, hakkımı yiyen, canımı yakan herkesi affediyorum. goncayı affetmiyorum, haketmiyorsun kızım sen affedilmeyi. Neden haketmiyorsun biliyormusun, hemen anlatayım: Her dinde hemen her inanışta kötülüğü bilerek yapmakla bilmeyerek yapmak arasındaki fark kalın kalemlerle çizilir. E mantığa da en yatkını budur zaten. İşte aynen bir çeşit inanış gibi bilerek yaptığım hataları bilmeyerek yaptıklarımın yanına koyamıyorum, elimin tersiyle itemiyorum. Birsürü sıfat buldum bugün kendime, sövdüm savdım. Hırsımı alana kadar da anana avradına düz gideceğim salakların kraliçesi...Tüüüü senin kalıbına, gören de adam sanır. Hele herşey biyana bu böyle mutsuz, sürekli sorunlu, herşeyden şikayetçi her işi yokuş sanan, çift şerit otoban varken düz duvara tırmanan, sinirli, tatminsiz, umutsuz, olumsuz, pesimist hallerin yok mu, en çok da o hallerine gıcığım. Gıcığım kızım sana, bi bas git dellendirme beni, yürü zıbar yat saat 2 oldu serseri.

13 Nisan 2009 Pazartesi

1 Nisan 2009 Çarşamba

Ben kesin aşeriyorum. Burnuma sevdiğim sevmediğim hiç farketmez binbir yiyecek kokusu doluyor, süper lezzetliymiş ve acilen ulaşılması gerekiyormuş gibi de geliyor ayrıca. Örneğin künefe hiç sevmem aslında. Künefenin yapılış aşamalarında biri tepsiye künefe hamuru alınır ve taze tereyağı eşliğinde kısık ateşte hamura tererağı yedirilir. Bu esnada etrafa inanılmaz kokular salar. Delireceğim o kadar güzel kokuyor ki.... Ama ofiste veya yakınında biryerlerde böyle bir etkinlik yapılmadığı kesin. Nerden geliyor bu kokuuuuuuuuuuuuuuuuuu

2022'ye not

 2022'de aldığım en güzel karar "hayatıma giren herkese kapıyı çıplak açmamak" oldu.